- Ağız hijyeni kötü olan bireylerde öncelikle ağız hijyeni iyileştirilmelidir.
- Dişlerinizde mineyi ve dentini ilgilendiren yapısal bozukluklar var ise (amelogenesis imperfecta, dentinogenesis imperfecta) ağartma işlemine yanıt vermezler.
- Bazi ilaçlar ışığa duyarlıdır.En son 1990 yılında FDA tarafindan listelenmiş (http://www.fda.gov/cdrh/radhlth/pdf/uvminfpx.pdf) bu ilaçları alıyorsanız ilacı yazan doktorunuzla konsültasyon yapılabilir.
- İleri boyutta tetrasiklin lekeleri olan dişlerde ağartma yöntemi bir dereceye kadar etkilidir.
- Aşırı sigara içen bireyler zor hasta guruplarıdır. Tabi ki dişlerinin temel rengi açılabilir. Yalnız aşırı miktarda sigara içip bir de ağız hijyenini tam sağlanamadığı durumda nikotin lekesi tekrar dişlerde birikir. Bu hastalar 3-6 ayda bir diş temizleme işlemini yaptırmaları gerekir. Böylece ağartılan dişlerin gerçek rengi meydana çıkar. Bu tip vakalar home bleachingle de desteklenmelidir.
- Dişlerinde kırık, çatlak, hassasiyet olan kişilerde diş beyazlatma yapılmazdı. Günümüzde ise %5-7 lik düşük dozdaki hidrojenperoksitli (O2 li su) ve nano boyuttaki hidroksiapatit içeren ürünlerle yapılır. Nano hidroksiapatitin rejenerasyon (yenilenme) kapasitesi ile birlikte hassasiyet giderici özelliğinden de yararlanılır.
Daha önceki bilgilerimizle: dişetleri çekilmiş ve kökleri açığa çıkmış kişilerde beyazlatma yaparken, açığa çıkmış kök yüzeylerine jelin istenmeyen zararlı etkisinden dolayı beyazlatma jelinin sürülemeyeceği söylerdik. Kök yüzeylerinin rengi ağartılmadığı için o bölgeler sarı kalır, dişin kron kısmı ise beyaz olurdu. İdealde beyazlatma işleminden önce kök yüzeylerinin dişeti operasyonu ile kapatılmasıdır.
Ancak hafif kök çekilmelerinin olduğu yüzeylere çok düşük dozda % 5-7 lik nano hidroksiapatitle desteklenmiş beyazlatma jeli sürülebilir. Böylece rejenerasyon dediğimiz yenilenme ile birlikte diş köklerindeki sarılıklar da giderilmiş olur.
